Dünya da milyonlarca insanın uğrunda ölebileceği bir spordur futbol.
Efsane hoca Bill Shankly'nin de dediği gibi "Bazıları futbolun ölüm-kalım
meselesi olduğunu söylerler, size temin ederim ki bundan daha fazlasıdır."
Her çocuk ülkesi fark etmeksizin doğuştan
futbolcudur, sokaklarda kendilerine bir idol benimserler ve onun peşinden
giderler. Ama idol kim olursa olsun her çocuğun ortak hedefi bellidir.
"Futbolcu olursam 10 numarayı giyeceğim." Her çocuğun hayalini
süsleyen bu 10 numaralı forma şüphesiz bu sporun en anlamlı rakamıdır. 10
numarayı hakkıyla taşıyan futbolcular ise genellikle kulüpleri tarafından
'efsane' sıfatına layık görülürler. Bireysellikten sıyrılıp takım oyununa doğru
evirilen günümüz futbolun da 10 numaraların da rolü görece olarak azalmaya
başlamış durumda. Giderek azalan 10 numaraların içinden bir efsane daha
ellerimizin arasından kayıp gitti. 37 yaşındaki Juan Roman Riquelme, geçtiğimiz
günlerde futbolu bıraktığını açıklayarak çoğu insanı üzdü. Her zaman sevindiren
adam bu sefer üzdü. Bu yazımda
Riquelme'nin hayat basamaklarını birer birer nasıl tırmandığını ve zirveye
yükselişini anlatacağım.
İlk Yıllar ve Riquelme'nin Şov Dünyasına Girişi
1978 yılının Haziran
ayının son günlerinde ilk çocuklarını dünyaya getiren Riquelme ailesi için o
sıralar belli başına önemli şeyler vardı. Aşırı şekilde fakir bir yaşam süren
aile çocukların karnını nasıl doyuracaklarını düşünürken diğer yandan
Arjantin'in Dünya Kupası finalindeki neticesi merak ediliyordu. Bu dünya
kupası zaferinin önümüzdeki yıllarda birçok Arjantinli gence ilham kaynağı
olduğunu düşünürsek önemini anlayabiliriz.
Güney Amerika'dan yetişen her çocuk gibi
yürümeye başladığı andan itibaren futbola merak salan Riquelme doğduğu yer olan
San Fernando'daki kulüplerde top koşturmaya başladı. Yeteneği sayesinde kısa
sürede ülke futbolunun birçok takımının dikkatini çekmeyi başaran Riquelme
tercih hakkını Argentinos Juniors'dan yana kullanıp 1992 senesinde takıma
katıldı. Riquelme, Argentinos alt yapısında yaşıtlarına oranla gösterdiği üstün
yeteneği ve zekasıyla kısa sürede büyük takımların dikkatini çekmeyi
başaracaktı.
Boca Juniors Yılları ve Yükseliş
Büyük takımların dikkatini çekmeyi başaran
Riquelme için devrede olan kulüplerin River Plate ve Boca Juniors olduğunu göz
önüne alırsak genç oyuncunun ne kadar büyük iş başardığını anlayabiliriz. Boca
genç oyuncunun aklını çelerek astronomik bir bedelle kadrosuna katarken
Riquelme kendini 17 yaşındayken ülkenin en büyük 2 takımından birinde
buluyordu. Boca altyapısında gösterdiği performansla kısa sürede A takıma
çıkmayı başaran Riquelme Boca formasıyla ilk resmi maçına 10 Kasım 1996'da
Union de Santa Fe karşısında çıkıyordu. Takip eden haftalarda Huracan'a karşı
bir de gol atarak kısa zamanda taraftarların dillerine pelesenk olmayı başaran
Riquelme, o sezonu toplamda 22 maçta 4 gol atarak tamamlıyordu. İlerleyen
sezonlarda takımın saha içindeki lideri rolünü üstlenmeyi kendine görev
edinen Riquelme, 1998 yılından itibaren Avrupa kulüplerinin de mercek altına
gireceği o performansı göstermeye başlıyordu. Boca formasıyla 98 Apertura ve 99
Clausura'yı kazanma başarısı gösteren Riquelme 2000 Apertura'yı da kazanıyordu.
Riquelme artık toy bir genç olmaktan çıkmış, süperstara evirilme noktasına ulaşmıştı.
Kıta futbolunun en önemli kupasında Copa Libertadores'te 2000 yılında
Palmeiras'ı yenerek şampiyon olan Boca da Riquelme, bir üst satırlarda
belirttiğim süperstar olma evresine ilk adımını atmıştı. Takip eden aylarda
Kıtalararası Kupa da Real Madrid'i yenerek şampiyon olan Boca Juniors aynı
sezonun bitiminde Copa Libertadores'i Cruz Azul önünde tekrar kazanarak üst
üste 2 sezonda da zafere ulaşmayı başarıyordu. Riquelme kısa süre içinde
müzesine 5 önemli kupa koymuştu bile! Kişisel ödüllere de doymayan Riquelme 2
sene üst üste ülkenin en iyi futbolcusu seçilmiş ve kişisel başarılarına 2001
yılında bir de "Güney Amerika'nın en iyi futbolcusu " ödülünü eklemişti.
Ancak her masalın sonu olduğu gibi Riquelme'nin Boca masalının da bir sonu olacaktı.
Kısa süre içinde Avrupa futbolunun önde gelen takımlarının dikkatini çekmeye
başaran Riquelme birçok kulübün rüyası olmayı başarmıştı. Atletico Madrid'e mi
gidecek Real Madrid'e mi yoksa Barcelona'ya mı gidecek derken Arjantinli yıldız
kafasına Barcelona ismini kazımıştı. Riquelme'nin Barcelona'ya gitmeyi istediği
kadar Boca taraftarları istemiyordu elbet. Transfer görüşmeleri yapıldığı
sırada Riquelme'nin kardeşlerinden biri kaçırılır ve karşılığında para istenir.
Hala tam kanıtlanamamış olsa da bu işi Boca taraftarlarının yaptığı söylenir
efsanelerde. Kardeşinin parasını ödeyen Riquelme kendisini İspanya'nın
gösterişli şehri Barcelona da bulur ve Avrupa futboluna adımını atar.
Barcelona ve Avrupa Futboluna Adım
Atış
Katalan ekibine transfer olan Juan Roman
Riquelme Güney Amerika'daki bulduğu serbestliği ve rahat ortamı burada
bulamayacağını biliyordu ancak elbette bu kadar fazlasını beklemiyordu.
Hollanda Milli Takımı'ndan kötü hatıralarla ayrılan Louis Van Gaal Barcelona'nın
teknik direktörüydü ve Riquelme'ye Güney Amerika da oynadığı serbest roldeki
kadar rahat ettirmeyeceğini ilk günden belli ediyordu. Barcelona yılları kötü
geçen çoğu futbolcu gibi 'sistemin kurbanı olan' Riquelme çoğu zaman mevkisinin
dışında oynadı ve istenmeyen adam oldu. Barcelona kariyeri şüphesiz hayatının
en kötü günleri olan Riquelme sezon bitiminde kiralık olarak Villarreal'in
yolunu tutacaktı.
Villarreal ve Mucize Başarılar
Ronaldinho'yu kadrosuna katan Barcelona
yabancı sınırında hakkını doldurduğu için bir boş yer açmak zorunda kalıyordu
ve bu ismi Riquelme'den yana kullanıp Arjantinli oyuncuyu Villarreal'e
yolluyordu. Tıpkı kendisi gibi Avrupa futboluna hayal kırıklığı ile başlayan
Diego Forlan ile aynı takımı paylaşan Riquelme 2003-2004 sezonunda La Liga'da
çıktığı 33 maçta toplam 8 gol atmayı başararak takımını ligin 8. sırasına
taşıyan temel elemanlardan biri olmuştu. Takip eden sezonda ligde 15 gol
atmayı başaran Riquelme takımının sezonu Barcelona ve Real Madrid'in arkasında
3. sırada tamamlayıp Şampiyonlar Ligi vizesi almasını sağlamıştı. La Liga'da yılın en iyi yabancı futbolcusuna verilen Don Balon Award ödülüne layık
görülen Riquelme, aynı zamanda MARCA tarafından "En Artistik Futbolcu"
seçiliyordu. Riquelme, yine aynı yıl içinde seçilen FIFA Yılın Oyuncusu ödülüne
de aday gösterilecekti. 30 futbolcu arasında 16. olmayı başaran Riquelme'nin
Avrupa futboluna ne kadar kötü giriş yaptığını göz önüne alırsak gösterdiği
çıkış takdire şayandı.
2005-2006 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde
boy gösterecek olan Villarreal herkesin de beklediği gibi Riquelme'nin
haklarını Barcelona'dan satın alıp Arjantinli futbolcuyu artık %100
"kulübün oyuncusu" yapıyordu. O sezon ligde Avrupa potasının dışında
kalsalar da Avrupa arenasında inanılmaz işlere imza atan Riquelme ve
arkadaşları Lille, Benfica ve Manchester United'ın bulunduğu gruptan sadece 1
gol yiyerek lider olarak çıkmayı başarıyordu. 2.turda karşılarına gelen İskoç
Rangers'ı deplasman golü kuralıyla elemeyi başaran İspanyol ekibi çeyrek finale
yükseliyordu. Çeyrek finalde İtalyan devi Inter ile karşılaşan Villarreal
deplasmandaki maçı 2-1 yitirse de Madrigal'de üstün oyun sergileyip 1-0 ile
yarı final biletini kapan taraf oluyordu. Yarı finalde Arsenal ile karşılaşan
Villarreal Highbury'de ki ilk maçı Kolo Toure'nin attığı golle 1-0 mağlup tamamlıyordu.
El Madrigal'de oynanan rövanş belki de tarihin en dramatik anlarından birine
sahne oluyordu. 0-0 devam eden maçın son dakikasında penaltı kazanan Villarreal'de topun gerisinde Riquelme vardı. Arjantinli oyuncu kendisinden beklenmeyeni
yapıp penaltıyı kaçırırken Villarreal tarihi bir fırsatı geri tepip Şampiyonlar
Ligi'nden eleniyordu. Yine de herkes onların gruplardan elenmesini öngörürken
yarı final oynayan Riquelme ve arkadaşları çok büyük iş başarmıştı. 2006-2007
sezonu devam ederken Boca Villarreal'ın kapısına 5 aylık kira teklifi ile
geliyordu ve Villarreal, bu teklifi kabul ediyordu. Riquelme yuvaya geri dönüyordu.
Tekrardan Boca ve Topraklara Dönüş
Resmi olarak 2007 Şubat'ta Boca'ya
tekrardan katılan Riquelme'nin geri dönüşü olay yaratmıştı. Taraftarlar yıldız
oyuncuyu tekrardan bağrına basarken Riquelme özlediği topraklara daha da
önemlisi özlediği mevkisine serbestliğe geri dönmüştü. Boca o sezon bitiminde
Copa Libertadores'i Gremio önünde kazanırken Riquelme turnuvanın en iyi
oyuncusu ödülüne layık görülmüştü. Kısa zamanda bu kadar görkemli bir başarıya
imza atmayı başaran Riquelme'yi kulübü Villarreal bırakmak istemiyordu. 2007-2008 sezonuna Arjantinli oyuncu İspanya'da başlıyordu. Boca Villarreal'in
kapısına birden fazla teklif ile defalarca gelse de Villarreal son sözünü söylemişti.
Ancak Riquelme oynadığı futbolla İspanya'da daha fazla bulunmak istemediğini
belli ediyordu. 2008 yılının ilk günlerinde Arjantin futbol tarihinin en
yüksek bedeline tekrardan efsane olduğu kulübünün yolunu tutuyordu.
İstediği ortamda, sevdiği kulüpte ve
istediği gibi oynatılınca fark yaratmaya başlayan Juan Roman Riquelme Boca
formasıyla Apertura 2008'i kazanmayı başarıyordu. O yılın yaz aylarında oynanan
Recopa Sudamericana da Arsenal'ı 2 maç sonunda toplamda 5-3 ile geride bırakan
Boca Juniors bu kupayı da kazanırken Riquelme müzesine farklı bir başarı daha
ekliyordu. 2008 yılında ülkenin en iyi futbolcusu ödülünü bir kez daha kazanan
Riquelme'nin ilerleyen yıllarda kendi performansında da belirgin bir düşüş
olan Riquelme bu düşüşü takımına da yansıtıyordu ve Boca yılı kupasız kapatıyordu.
Ancak son kurşunlarını atmak için bir kalkış daha gerçekleştiren Tangocu, Apertura 2011'i kazanan takımda yine yeniden yıldızlaşmayı başarıyordu. Sezon
sonunda yine ülkenin en iyi futbolcusu ödülüne toplamda 4. kez layık
görülmüştü. 2011-2012 sezonunda Racing Club önünde Arjantin kupasını da kazanan
Boca Juniors'ta yıldız oyuncu Riquelme'nin son kupası olacaktı. Kendisini
2012-2013 sezonunda farklı kıtalardan birçok takım istese de Riquelme
Arjantin'den ayrılmayı istemiyordu. Nitekim Boca formasıyla hayalini kurduğu
çoğu şeyi yapmayı başaran yıldız oyuncu 17 Temmuz 2014 tarihinde futbola altyapısında başladığı Argentinos Juniors'a imza atıyordu.
Juan Roman Riquelme: "El Señor Futbol"
Argentinos formasıyla çok uzun bir süre
geçirmeyen Riquelme'nin kapısı 23 Ocak tarihinde Paraguay kulübü Cerro Porteno
tarafından çalınıyordu. Cerro haftalık 110.000 dolar gibi çılgın bir rakamı
Riquelme'ye vermeye hazırdı bile ama Tangocu kararını çoktan vermişti. 25 Ocakta ESPN'e yaptığı bir açıklamayla futbol yaşantısına son verdiğini açıklayan
Riquelme ayrıca bu yaşta kendisine güvenmeyi sürdüren Cerro'ya da şükranını bildiriyordu.
Bir bakıma giderek azalan 10 numaraların içinden bir 10 numara daha ellerimizin
arasından kayıp gitmişti.
hay maşşallah
YanıtlaSil
YanıtlaSilgta 5 apk