30 Aralık 2013 Pazartesi

Altın Ayaklar Yazı Dizisi | CİHAT ARMAN

Efsane olmak şüphesiz ki futbol ailesindeki herkesin istediği, hayal ettiği, rüyaları süsleyen bir olgudur. Bunu yaşamak yeryüzünde mazhar olunan en büyük ödül. Kolay mı? Hayır.

İşte bu yazı dizisi bu, ödülü sonuna kadar hak etmiş; dişleriyle, tırnaklarıyla Fenerbahçe kulübünün başarısı için ter dökmüş, hepsine teker teker ödenmeyecek kadar vefa borcumuz olan 'altın ayakları' ağırlayacak.

                      CİHAT ARMAN  
Doğduğunda, Mustafa Kemal Samsun'a çıkmamıştı. 1919 tarihinde, İstanbul düşman işgaline hazırlanırken doğdu. Bütün çocukluğu savaş içinde ve yoksullukla geçti. Sığındığı, vaktini geçirdiği tek şey belkide kaçak göçek bulunmuş, İngiliz müttefiklerden kaçırılmış meşin yuvarlak bir oyuncaktı. Sahiplendi, hiç bırakmadı ellerinden.

15 yaşında futbola kaleci olarak başladı. İnce yapısı, atikliği sayesinde zamanının en iyi reflekslerine sahip kalecisi olarak gösteriliyordu. Daha 17 yaşında Yugoslavya milli takımına karşı milli takım kalesini korudu. Önce Gençlerbirliği daha sonra Güneşspor ve son olarak Fenerbahçe'ye transfer oldu. Kariyenin altın yıllarını gönülden bağlı olduğu Fenerbahçe'de geçirdi. Gösterdiği performans ve karakter ile hafızalara kazındı.

Gelelim neden efsane olduğuna, neden Fenerbahçe marşlarında yer bulduğuna, neden Fenerbahçenin simgesinin kanarya olduğuna ve bunun Cihat Arman ile olan bağlantısına...

Yıllardan 1941...

2. Dünya Savaşı sırasında ortalık toz duman iken, İngiltere ile olan ilişkilerimizi güçlendirmek, hem de İngiliz halkının Türk toplumuna sempati duyması için İngiltere Hükümeti bir özel maç teklif eder ve İstanbul'a 'Ortadoğu Karması' takımını gönderir. Cihat kendinden emin, kafasında şapkası, üstünde Fenerbahçe kariyeri boyunca hiç çıkarmadığı sapsarı kazağıyla kalesini korumaktadır. Hakem Ortadoğu karması lehine bir penaltı verir. Topun başında kariyeri boyunca hiç penaltı kaçırmamış bir İngiliz futbolcu ama kalede 'Uçan Kaleci' var. Penaltıyı kullanacak oyuncu topa vurduğu anda Papazın Çayırında hayat durur. Tribünler gördükleri refleks karşısında şaşkınlıktan ses tellerini hareket ettiremiyorlar, o esnada tribünde bulunan fizik profesörü nasıl olur diye düşünüyordu... Cihat, topa vurulduğu anda ters köşeye yatmıştı, hayat ağır çekim ilerlerken top kaleye usulca gitmekteydi ancak Fenerbahçe tarihinin gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden olan Cihat, ters köşeye yattığı zaman bir anda kalkıp bir 'Kanarya' misali diğer köşeye uçmuş ve penaltıyı çıkartmıştı... Fizik kurallarına tamamen aykırı olan bu refleks karşısınında şaşkına dönen binlerce taraftar, hakem ve penaltıyı kullanan futbolcu Cihat'ı tebrik için adeta sıraya girmişlerdi. Bir rivayete göre penaltıyı kurtardığı zaman tribünden bir taraftar Arman'a doğru ''Hey yavrum be, Kanaryaya bak, yine uçtu!'' demiştir ve kulaklara kazınan o andan sonra Fenerbahçe artık 'Sarı Kanarya' olarak anılacaktır. 

Yaptığı kurtarış için seneler sonra ''Bu kadar abartılmasına gerek yoktu, bu benim işim.'' diyecek kadar mütevazi olan Uçan Kaleci, gerek sarı kazağı gerekse hem milli takım hem de Fenerbahçe tarihine ismini altın harflerle yazdırmıştır.                                                  

1 yorum: