"Yeni Pirlo" olarak adlandırılan Psg’nin genç
yıldızı Marco Veratti’yi mercek altına alalım.
5 Kasım 1992 tarihinde Pescara’da Dünya’ya gelen Veratti,
futbola da Pescara altyapısında başlar. 2008 yılında ilk profesyonel sözleşmesine imza atar ve
henüz 16 yaşında iken ilk profesyonel futbol maçına çıkar. O zamanlar maçlara
ofansif orta saha bölgesinde çıkan Verratti, o mevkiide pek parlak performans sergilemez ve İtalya 3. liginde bulunan Pescara ile 2 sezon boyunca sadece 15 maçta görev alır. 2010’da Pescara Serie
B’ye yükselir, o sezon da aynı mevkiide oynamaya devam eden Verratti vasat bir performans sergiler ve 27 maçta sadece 1 gol ve 2 asiste imza atar.
Ertesi sezon ise Pescara teknik direktör değişikliğine
gider ve takımın başına Zdeneck Zeman geçer. Zeman’ın gelişiyle Verratti için yeni
bir sayfa açılır. Zira Zeman normalde ofansif orta sahada oynayan Verratti’yi
defansif orta saha bölgesinde görev vermeye başlar ve oldukça iyi verim alır.
Yeni mevkiisinde başarılı bir performans sergileyen Veratti, 31 maçta 9
asiste imza atar ve takımının Serie A'ya çıkmasında büyük rol oynar. Bu
performans ile İtalya milli takım teknik direktörü Prandelli'nin ilgisini çeker ve henüz 19 yaşındayken Euro 2012 aday kadrosuna çağrılır.
O dönem transferin de gözde ismi olan Marco Veratti, başta Juventus olmak üzere birçok büyük kulübün ilgisini çeker. Juventus ile anlaşmaya yakınken araya Ancelotti’nin ısrarı üzerine Psg girer ve büyük uğraşlar sonrası kadrosuna katar.
"Yeni Pirlo" 18 temmuz 2012 tarihinde
12M € bonservis karşılığında Psg’ye transfer oldu. Geldiğinde birçok
kişinin tanımadığı Verratti’nin rotasyon için alındığını ve bunca yıldızın olduğu takımda sezonun büyük kısmını yedek kulübesinde
geçireceğini düşünüyordu. Ancak takımın patronu Ancelotti, çok daha farklı düşünüyordu. İtalyan teknik adam ligin ilk haftasında Lorient karşısında
Motta, Matuidi, Sissoko ve Pastore gibi
önemli oyuncularını yedek bırakıp Veratti’nin de bulunduğu bir orta saha
hattıyla çıkar.
Beklenilenin aksine, Verratti PSG ile ilk sezonunda ligin büyük bir kısmını ilk 11’de başlayarak geçirir ve gayet iyi bir performans ortaya koyar. Verratti 2012/13 sezonunda PSG ile 27 maçta görev alır ve 4 de asist yapar. Takımının şampiyon olmasında önemli katkı sağlar. Şampiyonlar Ligi'nde grubun tüm maçlarında ve çeyrek finalde Barcelona maçlarında Marco Veratti ilk 11’de şans bulur. Ancelotti oyuncusuna güvendiğini birçok kez dile getirir ve o sezon oyuncusuna toplam 39 maçta görev verir.
Veratti ise bu güveni boşa çıkarmadı. Orta sahada mücadelesi, tekniği ve akıllı futboluyla takımına önemli katkılarda bulunur. PSG ile 2. sezona girilirken ilk 11'de yeri daha kesin olarak görülen genç yıldız, sezona iyi bir başlangıç yaptı. Şu ana kadar ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde toplam 27 maça çıkan Verratti 7 asiste imza attı. Verratti aynı zamandan İtalya milli takımı ile 1 maça çıktı.
Laurent Blanc'un oynattığı 4-3-3 sisteminde genelde orta saha
sağ iç bölgesinde görev alan Verratti, ligin ilk yarısında sergilediği başarılı performansla ilk 11'deki yerini daha da sağlamlaştırdı. Devre arası Cabaye'nin gelişiyle rekabet artsa da Marco Verratti'nin ilk 11'de oynayamaya
devam edeceğini ve kolay kolay o formayı bırakmayacağını düşünüyorum.
İtalyanlar'ın Pirlo’nun veliahtı olarak gördüğü Verratti, futbol
tabiriyle "regista" olarak adlandırdığımız oyunun her iki yönünü de oynayan
bir oyuncudur. Ön libero veya orta sahanın ortasında görev alan Verratti, Psg’ye
geldiğinden beri kendini fazlasıyla geliştirdi. Verratti’nin en büyük özelliği
ve Pirlo’ya benzetilmesinin en büyük sebebi sahada sergilediği akıllı futbol.
Kendi sahasından top çıkarması, oyunu kurması, tekniği ve yüksek isabetli pas
yüzdesi onu Pirlo’ya benzeten diğer özellikleri. Marco Verrati aynı zamanda
rakip oyunculara sergilediği pres, orta sahada kaptığı toplar ile takımına defansif
olarak da önemli katkıda bulunuyor.
Marco Verratti oyunun her iki yönünü de oynaması, orta sahada sergilediği mücadelesi ile çalışma azmi ve akıllı futbolu ile göz dolduruyor. Bunlara henüz 21 yaşında olmasına rağmen sahip olması onu oldukça değerli kılıyor. Öyle ki Psg’de şimdiden ilk 11’de vazgeçilmeyen oyuncular arasına adini yazdırdı ve taraftarın sevgisini kazandı.