29 Ekim 2013 Salı

SPOR TOTO SÜPER LİG 9. HAFTA DEĞERLENDİRMESİ

Futbolu futbol gibi konuştuğumuz ve şu ana kadar 2013-2014 sezonunda en çok golün atıldığı hafta olarak tarihe geçen 9. haftayı değerlendirmeye çalışacağım. Gerçekten çok zevkli ve güzel maçlar oldu bu hafta. Önce bu hafta alınan toplu sonuçları söyleyelim : 

Fenerbahçe 3-1 Gaziantepspor [Emenike (2), Sow / Strinic]
Sivasspor 2-0 Kayseri Erciyesspor [Aatif (2)]
Karabükspor 1-1 Antalyaspor [Lua Lua / Uğur Uçar (k.k)]
Akhisar 3-3 Beşiktaş [Bruno (2), Bilal / Olcay, Oğuzhan, Almeida]
Elazığspor 1-2 Gençlerbirliği [Onur / Sedat, Stancu]
Eskişehirspor 4-1 Çaykur Rizespor [Jorquera, Erman, Erkan, N'Diaye / Kweuke]
Torku Konyaspor 0-1 Bursaspor [Ferhat]
Kayserispor 2-4 Galatasaray [Mouche, Jaja / Sneijder, Chedjou, Burak, Drogba]
Kasımpaşa 3-2 Trabzonspor [Kerem, Adem, Scarione / Henrique, Olcan]

FENERBAHÇE 3-1 GAZİANTEPSPOR



Haftanın açılış maçında Fenerbahçe evinde ligin son haftalarının formda takımı Gaziantepspor'u ağırladı. Fenerbahçe'nin zirve yarışında avantajını ve iddiasını sürdürebilmesi için mutlak kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. Maç öncesinde Ersun Yanal önemli bir değişikliğe giderek hücum hattını Sow - Emenike - Kuyt 3'lüsü ile oluşturdu. Şu ana kadar neredeyse tüm maçlarda oynamış olan Webo yedek kulübesindeydi. Bunun dışında orta alanda da Topal - Cristian - Alper 3'lüsü görev alıyordu ki gerek Emre'nin gerekse de Meireles'in sakatlıkları bu değişkliğin mecburi sebebiydi. Fenerbahçe maça beklenen de hızlı bir giriş yaptı. Özellikle Alper'in topu alıp dikine oynayabilmesi, Caner gibi bir bekle başlanması, ilerideki hücum 3'lüsünün çok formda oluşu gibi etkenler Fenerbahçe için büyük avantajtı. Gaziantepspor ise elindeki mütevazi kadrosuyla bir sürpriz peşindeydi ama ilk yarı Fenerbahçe resmen top çevirmedi Antep'e. Nitekim ilk yarıda da Sow ve Emenike ile de 2 güzel gol bulup devre arasına çok rahat gittiler. İkinci yarı ise Fenerbahçe anlamlandıramadığım bir şekilde rölanti oynadı. Ama aşırı rölanti. Antep de bu dakikalarda 1 tane atayım düşüncesi ile bastırdı. Nitekim gol atana kadar da 2 net pozisyon harcadılar. Ardından Fenerbahçe savunmasının hazırsız yakalandığı bir anda golü buldular. Tam da Fenerbahçe için zor dakikalar başlayacakken devreye oyuna sonradan giren Salih girdi. Oyuna girmesi geciken Salih Emenike'nin 2. golünde asist yaparak takımını 3-1 öne geçirdi ve maçı da Fenerbahçe'ye kazandırdı bir anlamda. Gaziantepspor ise elindeki yetersiz ve alternatifsiz kadrosunun cezasını bu tip maçlarda kaybederek ödedi ve daha da ödeyecek gibi. Sonuç olarak üst sıraları ve liderliği bırakmamak adına Fenerbahçe önemli bir 3 puan alırken Antep ise alt sıralardan kurtulmak için çıktığı mücadeleden kötü oyunla ve puansız bir şekilde ayrıldı.

SİVASSPOR 2-0 KAYSERİ ERCİYESSPOR



Belki de bu haftanın en ilginç maçlarından birine sahne olduk. Roberto Carlos yönetimindeki Sivasspor şiir gibi bir oyunla Kayseri Erciyesspor'u yendi. Ama ne yenmek. Gerçekten son haftaların en formda takımı diyebiliriz Sivasspor için. Maç öncesinde birçok otorite maçı Sivasspor'un kazanacağını düşünüyordu. Maç Sivasspor'un etkili ve hücumcu oyunu ve Erciyes'in de korkak ve pasif futbolu ile başladı. Özellikle Sivasspor ataklarında yeni transfer Djebbour'un da yavaş yavaş katkı vermesi Sivasspor adına önemli. Gelişen ataklarda Aatif, Cicinho ve Djebbour üçlüsü büyük rol oynuyordu Sivasspor'da. Özellikle Roberto Carlos'un futbolculuk yaptığı dönemde Real Madrid'ten arkadaşı sağ bek Cicinho'nun bir sağ kanatvari oynaması, neredeyse her maç asistinin bulunması ve hücumu seven bir bek olması Sivasspor'un oyununa büyük katkı sağlıyor. 10 numara pozisyonunda oynayan Aaatif da ataklarda etkin bir rol oynuyor. Önceliğinin gol atmak olmadığını da söyleyen Aatif önemli olan skora katkıda bulunabilmek ve takımımın bir parçası olabilmek demişti. Haklı da. İlk yarı Erciyes'e top göstermeyerek oynayan Sivas bunun meyvesini aldı ve Aatif'in golüyle soyunma odasına 1-0'lık üstünlükle gittiler. Erciyes ise sahada varla yok arası gibiydi. Spikerin Erciyes takımından ismini en çok telaffuz ettiği futbolcunun kalecileri Jorgacevic olması bile her şeyi açıklıyor. İkinci yarı Erciyes biraz kıpırdanır gibi olup 2-3 atak yapsa da Sivas'ın ve Aatif'in 2. golüyle birlikte adeta yıkıldılar. O dakikadan sonra ise Vleminckx damga vurdu maça. Sinirlerine hakim olmak bu devirde hayatın her alanında önemli bir unsur. Vleminckx sinirlerine hakim olamayarak bir kırmızı kart da bu maçta görüyor. Kırmızı kart konusunda bir şey diyemeyiz. Neticede saha kenarında oyuncunun ne dediğini ancak yardımcı hakem biliyor. O yüzden haklı haksız da olsa bu kadar kolay kart görmesi anlaşılabilir bir şey değil. 9 haftası geride kalan ligde 3. kırmızı kartını gören futbolcu olması da ayrı bir trajikomik olay tabi. Zaten ben bu satırları yazarken Vleminckx'in kadro dışı kaldığını da hatırlatayım. Muhtemelen devre arasında Erciyes ile yolları ayrılacak. Sonuç olarak Roberto Carlos'un Sivasspor'u rakip dinlemeden maçları kazanmaya devam ediyor. Erciyes ise maalesef bu oyunla bu sezon bu ligde tutunması zor olan ekiplerin başında geliyor.

KARABÜKSPOR 1-1 ANTALYASPOR



Ligde hem sıralama hem de oyunları itibariyle birbirine yakın iki ekibin kapışmasında kazanan çıkmadı. Aslında normal bir sonuç kağıt üzerine baktığımızda. İkisi de fazla iyi oynamayan, iki takımın sıralamasında arasında sadece bir takım bulunan iki takımın berabere kalması doğal. Ancak Karabükspor'un bu maçtaki iyi oyunundan söz etmezsek ayıp olur. Maçın neredeyse genelinde rakibinden çok daha iyi oynayan bir Karabükspor vardı. Özellikle hücumlarında Lua Lua - Akpala - İlhan 3'lüsü önemli rol oynuyordu. Ancak Akpala'nın bu maçta kaçırdığı pozisyonların da haddi hesabı yoktu. Ama yine de maçın genelinde Antalyaspor'a karşı bir hücum birliği devam etti. Antalyaspor ise savunma anlamında başarılı olsa da hücumda çoğalamayan ve son vuruş yapmayı beceremeyen bir takım görünümünde. Her ne kadar Tita gibi Diarra gibi, 11'de başlamamış olsa bile Baros gibi hücum silahları olan bir takımın genel olarak şu ana kadar birçok maçında hücum sıkıntısı çekmesi de acayip bir şey. Maça gelindiğinde Karabükspor bu baskıyı bir penaltı golüyle taçlandırdı. Şimdi burada devreye girmek istiyorum. Penaltı kararında hakem %100 doğru. Net bir penaltı. Antalyaspor'lu futbolcunun topu elle müdahale etmesi sonucunda Lua Lua'nın bu penaltıyı gole çevirmesiyle Karabük 1-0 öne geçti. Ama hakem o pozisyonda öyle bir düşündü ki tam 7 saniye sonra kararı verebildi. Hakemin kararları anlık bir olaydır. Gördüğünü çalarsın. Hatta bazı eski hakemlerimize göre saliselik bir şeydir hakemlik. Ama bu maçın hakemi tam 7 saniye pozisyonun penaltı olup olmadığını düşündü. Tamam hepimiz insanız. Herkesin kusurları vardır. Bu pozisyonda da hakem belki de tereddütte veya ikilemde kalmış olabilir. Ama hayatın her alanında olduğu gibi burada da belirsizlik her şeyden çok daha kötüdür. Belki o pozisyona penaltı vermese bu kadar eleştirilmeyecekti. Dediğim gibi karar doğru ama çok geç verilmiş bir karar. Oyuna döndüğümüzde ise Antalyaspor pek atak geliştiremese de çok ilginç bir pozisyondan Uğur Uçar'ın topu kendi ağlarına bırakmasıyla beraberliği sağladı. Son dakikalarda Karabük Akpala ile etkili gelse de skor değişmedi ve her iki takım da sahadan 1'er puanla ayrıldı.

ELAZIĞSPOR 1-2 GENÇLERBİRLİĞİ



Ligde şu ana kadar kötü oynayan iki ekibin kapışmasında kazanan zor da olsa Gençlerbirliği oldu. Özellikle Gençlerbirliği'nde hafta içinde Metin Diyadin'in gönderilip yerine Mehmet Özdilek'in gelmesi olumlu sinyaller göstermiş takımda. Elazığspor ise bildiğiniz gibi. Maça Elazığspor daha seri, atak ve iyi başladı. Kendi yarı sahalarından çıkarken pasla çıkmayı tercih etmeleri de beğendiğim en önemli özellikleri. Ama yok. Bu iş olmaz. Bu kadroyla bu ligde tutunabilmeleri çok çok zor. Öne geçtikten sonra skoru koruyamadılar. Zaten birçok maçta öne geçmeleri bile beklenmeden yeniliyorlar. Aslında geçen seneki kadro biraz olsun korunabilmiş olsa ya da geçen seneki Yılmaz Vural takımın başında kalsa bu kadar karamsar olmazdık. Gençlerbirliği yeni teknik direktör gazıyla golü bulmakta gecikmedi ve soyunma odasına 1-1'lik eşitlikle gidildi. İkinci yarı ise oyundan tamamen kopmuş bir Elazığspor ve galibiyet golünü arayan bir Gençlerbirliği mücadele etti. Elazığspor aslında beklediğimden de fazla direndi. Ama kaçınılmaz son. Gençlerbirliği 85. dakikada Stancu ile çok güzel bir gol bularak maçtan 3 puanla ayrıldı. Bu maçın sonucu aslında iki cepheyi de etkiledi. Gençlerbirliği Mehmet Özdilek ile ilk galibiyetini aldı ve iyi oyun oynadı. Rakip güçsüz bir Elazığ olsa da aldıkları bu galibiyet iyi oyunlarının ve skorlarının başlangıcı olabilir. Elazığ'da ise işler karışık. Maç sonrası Norveçli teknik adam Sollied istifa etti ve yerine Okan Buruk Elazığspor'un yeni teknik direktörü oldu. Kısaca son haftalarda kazanmaya ihtiyacı olan iki takımın maçında gülen Gençlerbirliği oldu.

AKHİSAR 3-3 BEŞİKTAŞ




Ligde haftanın en keyifli maçlarından birini daha geride bıraktık. Ligin bu sezon için sürpriz takımı olan Akhisar Beşiktaş'ı elinden kaçırdı diyebiliriz. Son zamanlarda böyle keyifli, tempolu bir maç izlediğimi de şahsen hatırlamıyorum. Tam da denildiği gibi top bir o kalede bir de bu kaledeydi. Akhisar'ın bu tempolu oyununa Beşiktaş yine kendisine özgü tempo ile karşılık verdi. Maça iki takım da hızlı başladı aslında. Akhisar özellikle ilerde Niasse - Bruno gibi isimlerle etkili olmaya çalışsa da Beşiktaş golü buldu. Oğuzhan - Olcay ikilisinin iş birliğinde atılan gol Beşiktaş'ı öne geçirdi. Golden çok Oğuzhan'ın Beşiktaş için ne kadar önemli futbolcu olduğu çıkıyordu ortaya aslında. Akhisar sonra nasıl olduysa kendine geldi. Önce haftanın golü diyebileceğimiz Bruno'nun golü ardından tekrar Bruno ve Bilal'in golleriyle durum birden 3-1 oldu. Bu dakikaya kadar ne olduğunu anlamaya çalışan Beşiktaşlı futbolcular tabeladaki 3-1'lik skoru görünce resmen afallamış duruma geldiler. Akhisar ise iyi oyununun meyvelerini epey iyi bir şekilde aldı. Tam devre böyle bitecek derken Beşiktaş'ta sahneye Oğuzhan çıktı. Olcay'a asistinden sonra bir de gol atması hem onun için hem de onun değerini bilmeyenler için iyi bir şey oldu aslında. İkinci yarı Beşiktaş gol atana kadar sürekli devam eden bir Beşiktaş baskısı vardı. Nitekim bu baskıyla beraber Almeida durumu 3-3'e getirdi. Bu dakikadan sonra ise nasılsa kaybedeceğimiz bir şey yok felsefesi ile hareket eden iki takımın maçını izledik. 45 saniye içinde iki takım futbolcularının da penaltı beklediği bir maçtı mesela. Topun gerçek anlamda bir o kalede bir bu kalede olduğu bir maçtı. Son dakikalarda başka gol olmayınca maç 3-3 sona erdi. Ama ciddi anlamda son zamanlarda izlediğimiz en keyifli maçlardan biriydi. El Clasico ile aynı anda başlayan bir maç olduğu için fazla takip edemem diye düşünmeme rağmen bu maçı daha bir zevkle izledim. Anlayacağınız haftanın en keyifli maçını da bu şekilde bitirdik.

ESKİŞEHİRSPOR 4-1 RİZESPOR



Haftanın belki de skor anlamında ve kazanan anlamında sürpriz maçlarından biriydi bu maç. 90 dakika izleme fırsatı bulamasam da özette bile hop oturup hop kalktığım bir maç oldu. Eskişehirspor belki de özellikle ikinci yarı sezonun en iyi oyununu sergiledi. Hücum kalitesinin yüksek olması ve artık yavaş yavaş ideal 11'lerini tam anlamıyla bulmaları takımı da rayına oturdu. Maça aslında iki takım da istedikleri gibi başlayamadı. Biraz daha defansif kurguya önem verdi ikisi de. Özellikle Rizespor maçın deplasmanda olması sebebiyle biraz daha çekingen ve saldırmayan bir görüntüdeydi. İlk yarı bu şekilde tatsız tutsuz geçerken sahneye Jorquera çıktı. Çok şık bir golle takımını öne geçirdi. İkinci yarı ise biraz daha risk alan Rizespor vardı. Gol için yüklendiği dakikalarda oyuna sonradan giren Kweuke'nin röveşata golüyle skoru 1-1 yaptı. Rizespor bu dakikalarda daha bilinçli oynaması gerekirken sadece 2 dakika sonra Erman Kılıç'ın müthiş golüyle maçta geri düştüler. Aslında biraz daha zaman geçse maçı rölantiye alıp buradan puan ve puanlarla ayrılabilirdi Rizespor. Ama bu fırsatı elinin tersiyle itti. Eskişehirspor resmen bu golle gaza gelerek art arda 3. ve 4. golleri de buldu. İkisi de çok şık ve önemli gollerdi. Son golde top çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışmalarına hakem golü vererek en doğru olanını yaptı. Kısaca bu zorlu maçta kazanan Eskişehirspor önemli bir galibiyet alarak çıkışını sürdürürken Rizespor için ise bu maçı bir iş kazası olarak nitelendirebiliriz.

TORKU KONYASPOR 0-1 BURSASPOR



Belki de tempo olarak haftanın en sıkıcı maçlarından birine şahit olduk. Bursaspor çok zorlanmasına rağmen Konyaspor deplasmanında 1-0 kazanmasını bildi. İki takım da aslında maça tutuk başladı. Kadro yapısı ve kalitesi bakımından Konyaspor'dan kat kat daha üstün olan Bursaspor sanki maça Konyaspor'a oranla daha kötü başladı. Konyaspor'un ilk yarıda Recep, Gekas gibi isimlerle etkili gelmeye çalışıp fazla bir pozisyon üretemediği bir gerçek. Bursaspor'da Batalla, Kazım gibi etkili isimlerle gelmeye çalışsa da öyle aman aman bir pozisyon bulamadılar ilk yarı. İkinci yarı ise Bursaspor'un golü daha çok isteyen taraf olarak sahaya çıktığını görüyorduk. Özellikle ikinci yarı ataklara Belluschi'nin katılması da bunda etkiliydi. Karşı karşıya bir sürü pozisyon kaçırmasına rağmen hücum bölgesine bir hareketlilik getirdiği gerçek. Konyaspor ise pek etkili değildi. Tam da bu dakikalarda Bursaspor'da Kazım'ın yerden pasını değerlendiren Ferhat şık bir golle takımını 1-0 öne geçiriyordu. Bursaspor iyi oyununun yanına iyi skor da ekliyordu. Bu dakikadan sonra ise biraz daha savunmaya çekilerek skoru koruyalım düşüncesi ağırlık bastı Bursa'da. Hal böyle olunca Konyaspor da rakip yarı sahayı daha kolay geçip, daha kolay pozisyona girmeye başladı. Özellikle 1-0 geriye düştükten sonra iki topunun direkten dönmesi ve atak oynamay devam etmesi iyi sinyaller. Ama bu oyunu sadece geride olduğu bir maçta değil, her maçta sergilemesi gerek. Kısaca Bursaspor bu zor deplasmandan önemli 3 puan çıkartırken, Konyaspor ise bu maçta da puan kaybı yaşayarak tehlikeli bölgelere inmeye başladı diyebiliriz.

KAYSERİSPOR 2-4 GALATASARAY



Bazılarının haftanın en zor maçı olarak görse de benim gayet kolay bir maç olacağını düşündüğüm maçı tam da tahmin ettiğim ve beklediğim gibi Galatasaray 4-2 kazandı. Galatasaray maç öncesi çok ilginç bir taktik deneyerek hem Umut hem Burak hem Sneijder hem de Drogba ile maça çıkmıştı. Mancini'nin sistemine ters bir şeydi bu kadar hücum oynamak. Ama ne hikmetse bunu tercih etti Mancini. Maça Galatasaray baskılı başladı. Bu baskı da golü getirdi. Sneijder'in golüyle erkenden öne geçti Galatasaray. Kayseri savunmasının yaptığı rezil hatayı affetmedi Sneijder. Tam maç bu seyirde devam ederken Galatasaray'ın 2. golü geldi. Türkiye Ligi'ndeki ilk golünü atan Chedjou skoru 2-0 yaptı. Bu dakikaya kadar rakip yarı sahaya bile gelemeyen Kayserispor ilk geldiği atakta penaltı kazandı. Karar kesinlikle doğruydu. Penaltıyı Mouche kullandı ve topu ağlarla buluşturdu. Ardından tam ilk yarı böyle bitecek derken Kayserispor Galatasaray savunmasının tabir-i caizse uyuduğu anlarda çok ilginç bir gol attı. Savunmadaki Chedjou - Dany ikilisinin amatör takımlarda bile yapılmayacak hatası birçok genç futbolcuya "Bunu asla yapmayın." konusu altında öğretilebilecek bir ders niteliği taşıyordu bir nevi. İlk yarı bu şekilde bitti. İkinci yarıya da Galatasaray daha seri ve hızlı ataklarla başladı. Burak yine ofsayttan bir gol bularak durumu 3-2'ye getirdi. Lig TV'nin bilgisine göre tam 16 cm ofsayt olduğu bilinen pozisyon golle sonuçlandı. Haftanın hakemler açısından en yanlış kararı buydu herhalde. Maçta son noktayı da Galatasaray'ın Fildişili yıldızı Drogba koydu. Kaleci Ertuğrul'un barajı yanlış ayarlaması, kendisinin de yanlış bir yerde topu beklemesi sonucu Drogba sonunda kariyerinin ilk frikik golüne imza attı ve Galatasaray'ın maçı 4-2 kazanmasını sağladı. Bu galibiyetle birlikte Galatasaray böyle zor bir deplasmandan 3 puanla ayrıldı. Zirve adına önemli bir galibiyet kesinlikle. Kayserispor ise bu oyunla ve zihniyetle sene sonunda kendini bu ligde bulamayabilir diye düşünüyorum.

KASIMPAŞA 3-2 TRABZONSPOR



Haftanın keyifli başka maçından biriydi Kasımpaşa - Trabzonspor maçı. Avrupa'dan yorgun biçimde dönmüş Trabzonspor ligin zor diyebileceğimiz Kasımpaşa deplasmanına gitti. İki takım da maçı almak istiyordu. Ama maça daha etkili başlayan taraf Kasımpaşa oldu. Maça süper bir golle başladılar. Kerem uzaktan süper bir gol attı. Onur'un pozisyonda ters ayakla yakalanması sonucu maça kötü başlayan Trabzonspor ne olduğunu anlayamadı bile. Bu pozisyonun etkisini bünyeden çabuk atmayı başaran Trabzonspor Henrique ile beraberliği buldu. Ama her ne kadar bu dakikalarda skor beraberlik gibi gözükse de maçta daha iyi oynayan ve maçı hak eden taraf Kasımpaşa idi. Daha sonra ileride Babel, Scariona ve Malki gibi adamları kullanmayı başaran Kasımpaşa etkili oyununu devam ettirdi ve 2. golü buldu. Adem'in golüyle Trabzonspor bir kez daha yenik duruma düştü. İlk yarı sahada kötü bir Trabzonspor vardır. Soyunma odasına bu şekilde gidildi. İlk yarıda kendi yarı sahasından çıkamayan ve çaresiz bir takım gibiydiler. İkinci yarıya daha özgüvenli başlasalar da Scarione'nin ustaca golü ile böylesine zor bir deplasmanda 3-1 yenik duruma düştüler. Trabzonspor Olcan ile frikikten süper bir gol bulsa da aslında maçın kırılma anı 2. golün sahibi Olcan'ın yanındaki adama değil de kendi kaleye gidip kaleye vurması oldu. Kaçan bu gol sonrası belki de beraberliği elinin tersiyle itti Trabzon. Zaten sonra oyundan kopmalar başladı. Trabzonspor'un stoperi Aykut Demir kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. Kasımpaşa belki de bu kadar iyi oyunu ilk defa sergiledi ve bu iyi oyun onlara galibiyetin yanında bir de 2.'lik getirdi. Trabzonspor ise tam 2 ay sonra resmi maçta mağlubiyet tattı.


Evet, işte Spor Toto Süper Lig'in 9. haftası bu şekilde geçti. Şu ana kadar ligin en çok gol atılan haftası olması da biz futbolseverleri ayrı bir keyiflendirdi. Şimdi de puan durumuna ve gelecek haftanın programına bakarak yazıyı sonlandıralım. 



Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında ise şu maçlar var :

Galatasaray - Konyaspor
Bursaspor - Fenerbahçe
Kayseri Erciyesspor - Kasımpaşa
Trabzonspor - Elazığspor
Rizespor - Akhisar Belediyespor
Beşiktaş - Karabükspor
Antalyaspor - Kayserispor
Gaziantepspor - Sivasspor 
Gençlerbirliği - Eskişehirspor


2 yorum:

  1. Drogbanın Chelsea de frikik golleri var mesela fa cup finalinde porstmunth a ve tottenham a emin değilim ama

    YanıtlaSil
  2. Senin Kadar Taraflı bir yazar ilk kez görüyorum. herkes yazar olmamalı .

    YanıtlaSil